19 Aralık 2008 Cuma

Caracas hakkında

Ortalıkta hiç japon olmaması da bize yapılan uyarıların doğruluğunu kanıtlar nitelikte.Güvenliksiz şehir imajı aşağı yukarı tüm Latin Amerika şehirleri için söylenen bir şey,ama iş ·en· lere gelince Caracas,Rio ve Bogota başı çekiyor.Neden sorusunun cevabı da aslında tüm Latin Amerikanın yaşadıklarında saklı.Cortes ve adamları 15.yy da arkatasarımında Avrupa güçleri kıtanın damarlarını tek tek keserek zulmün,sömürünün,az gelişmişliğin ve hırsızlığın tohumlarını saçtılar.Bugün kıtanın bu bölümünde yaşananlar geçmişin ' hediyesi' olsa gerek.

Venezuella petrol ülkesi dolayısıyla petrol çok ucuz.1 litresi 0,10 bolivara geliyor..1 doların sokak kuru 4 bolivar civarı olduğu düşünülürse ne demek istediğim anlaşılabilir.Petrolün dışında herşey hemen hemen Türkiye ile aynı.Caracas da ulaşım buraya özgü 'carritos' denilen dolmuş tarzı minübuslerle karşılanıyor.Rengarenk carritoslarda son ses latin müziği ile şehir de dolaşmak mümkün.Ayrıca metro ulaşımı kolaylaştırıyor.Metro daki ilginç şey ise-bize göre-duraklarda insanların metro için sıraya girmeleri ve son yolcu inmeden saldırmamaları!!!Zaten sırayı her yerde görmek mümkün,herkes sessizce sırasını bekliyor.Sadece biz de olduğunu sandığımız-ne kadar kaldıysa-otobüs ve metrolarda yaşlılara ve kadınlara yer vermeyi burada da gördük.Bir diğer fark da karşıdan karşıya geçerken arabaların çoğunluğu duruyor ve sizin geçmenizi bekliyorlar.

Her yerde müzik sesi var.İşin ilginç tarafı bu kadar kıvrak müziğe karşı insanlar gayet sakin,geldiğimden beri ne yüksek sesle konuşana rastladım ne de yüksek sesle kahkaha atana.Gayet ciddi gözüküyorlar ama iş eğlenceye gelince dibine vuruyorlar,dans ve müzik hiç bitmiyor.Müzik her zaman fıkır fıkır,hüzünlü bir Latin ezgisi duymak neredeyse imkansız.

Hiç yorum yok: