19 Aralık 2008 Cuma

gidiş...

Caracas uçuşuna saatler kala hala yapılacak işler,alınamamış şeyler,başlanılıp bitirilememiş veya hiç okunamamış Güney Amerika kitapları,ipod a yüklenilememiş Müzeyyen Senar şarkıları vardı.Ve tabi her zaman ki bir yerlere giderken sahip olunan -eksiklik- duygusu.Uçuş yaklaştıkça tüm bunlar yolculuğun heyecanını unutturdu bir nebze.Unut ya da unutma işte yol ve yolculuk önünde.Yol tüm gizemi ve heyecanıyla bekliyor, daha ne olsun.


Sabahın çok erken saati başlıyor yolculuk.İstanbul da herkes uyuyor.Havaalanına giderken herşey sıfırlanmış gibi sen de,sanki içinde bir saat kuruyor seni.Şehir biliyor ki dönülecek ona sonunda.


İlk yabancı gelen şey su idi.uçakta verilen suyun tadı değişti ilk önce.tadı nasıl mı idi? Tuhaftı işte tüm bilinmeyen yolculukların sana verdiği ilk duygu gibi tuhaftı.Yaşayacağın bir çok tuhaflığın öncüsü gibiydi.hazır ol herşeye ve her duruma der gibi.

Hiç yorum yok: